Antibiyotik Sevil Değirmenci

Sevil, 1957 yılında Göcek’te dünyaya geldi. İlk okulu ve ortaokulu doğduğu bu güzel kasabada okuduktan sonra lise eğitimi için annesi ve erkek kardeşi ile birlikte İzmir’e taşındı. Maddi zorluklar yüzünden İzmir’de yaşamasına rağmen İzmir kız lisesini yatılı şekilde bitirdi. Okulun en parlak öğrencilerinden biriydi. Lise bittikten sonra 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan ve doktor olan Sevil, İzmir, Nevşehir, Bingöl ve İstanbul’da pratisyen hekimliğe devam etti.
Kendisine göre kariyer hedefi yapmak yerine, hayatını 1984’te birleştirdiği Nuri ve 1985’te dünyaya gelen kızı Hatice ile yaşamak ve hayvanlar için her zaman aksiyon almaya verdi. Şuanda Teslimatçı Hatice ve Çete’nin Nuri Babası ile birlikte yaşadığı Seferihisar’da hala aile hekimliği görevi yapıyor.
Pati Çetesi Bahçesi’nde sürekli şekilde yaşayan 12 köpek, diğer misafir köpekler, 17 kedi ve diğer misafir hasta kedilerle o ve Nuri Baba birlikte ilgileniyorlar. Pati Çetesi Bahçesi her daim onlardan soruluyor!

https://www.birpaticetesi.org/wp-content/uploads/2021/06/sevil-e1625046002670.jpeg
https://www.birpaticetesi.org/wp-content/uploads/2021/06/dog-e1625046018988.jpeg

Merhaba ben Atlas!

Merhaba ben Atlas!

Dünyanın bittiği bir yerlerde

Güzel sesli akşam perilerinin karşısında 

Dimdik durup ayakta tutuyor göğü 

Başı ve yorulmaz kolları üstünde. 

Akıllı Zeus’un ona ayırdığı kader bu.”

“Bu Atlas görür denizin bütün uçurumlarını,

Ve koca direkleri omuzlarında taşır, 

Yeri göğü birbirinden ayıran direkleri.” ( Odysseia I, 53-55)

ATLAS

İsmimin hikayesi işte böyle.

Ama benim hayatım bundan çok daha karışıktı diyebilirim. Şimdi benim annem sokak köpeği. Annemin kardeşlerime anlattığına göre yani, bizim bir evimiz olmadı hiçbir zaman. Ben doğduğumda ayaklarımın sıcak betona değdiğini hatırlıyorum. Dip dibe kafeslerde bir sürü köpek ve onların da anneleri vardı. Ben orayı anne ve bebekler için bir köpek hastanesi sanmıştım. Meğer barınakmış. İçinde kaldığımız odaya çişimizi ve kakamızı yapmak zorunda kalıyorduk. Annem, onun adı da Hera bu arada, bütün temizliği annem yapıyordu. Biz büyüdükçe o oda giderek küçük gelmeye başladı. Kardeşlerimden ikisi orada öldü. Annem giderek daha da tuhaflaşmaya başlamıştı. Bu küçük oda ve sürekli bizimle ilgilenmek sanırım onu psikolojik olarak çökertti. Sonra bir gün sol ön patimdeki tuhaflığı fark ettim. Galiba ben engelli bir köpek olacaktım. Ama daha tuhaflık yeni başlamıştı. Bir gün yemekten hemen sonra, annem aniden bana saldırdı. Sol arka patimin yarısını koparttı. Sinir krizi geçiriyordu. Derken oradaki insanlar koşup hepimizi kafesten çıkardılar. Birileri beni kucakladı, birileri kardeşlerimi alıp götürdü. Annem sakinleşmemişti hala. Zavallı… Neyse o kadar küçüktüm ki, beni kedilerin bulunduğu kafese yerleştirdiler. Birkaç saat sonra ise Sevil’in kucağındaydım. Bana bakıp ağlıyordu. ‘Ah’ dedim kendi kendime. ‘Bir dramatik anne daha beni buldu’ Sonra bir arabaya bindik, o geçe çok güzel uyudum. Kardeşlerimi özlemiştim ama uyku çok iyi geldi. O geceden sonra Sevil ve ailesinin evinden hiç çıkmadım. Patim enfeksiyon kaptı bir ara, iyileştim. Şimdi bahçede 10’dan fazla arkadaşım var. Çok mutluyum! Annem ve kız kardeşim Lidya’yı da barınakta kaldığımız yerden çıkardı Sevil. Harika kadın! Yemekleri de mükemmel. Umarım barınakta kalan diğer dostlarımın da Sevil gibi bir annesi olur.”

Sosyal Medyada Biz!

Logo
Kurumsal

Dil

Pati Çetesi Bülteni